HZ. FATIMATÜZ-ZEHRA’NIN FAZİLETLERİNDEN BİR DEMET…
Resulullah (s.a.a), Fatıma (a.s) hakkında şöyle buyuruyordu:
“ALLAH-u Teala, kızım Fatıma’nın kalp ve azalarını, imanla öyle doldurmuştur ki, ALLAH’ın itaati için kendisini bütün meşguliyetlerden uzak tutmaktadır.”
Hz. Peygamber (s.a.a) şöyle buyurmuştur:
“Dünya kadınlarının en üstünü dört kişidir: “İmran’ın kızı Meryem, MUHAMMED’in kızı Fatıma, Huveyled’in kızı Hatice ve Firavun’un hanımı Asiye.”
Hz. Peygamber (s.a.a) buyurmuştur ki:
“Fatıma bedenimin bir parçasıdır; ona eziyet bana eziyettir, onun hoşnutluğu benim hoşnutluğumdur.”
Hz. Ali (a.s) bu hususta şöyle buyurmuştur:
“Eve gelip Fatıma’ya baktığımda bütün gam ve üzüntülerim yok oluyordu.”
Hz. Ali (a.s) buyurmuştur ki:
“Fatıma (a.s) kadir gecesinde ev halkından hiç kimsenin yatmasına müsaade etmezdi; az yemek vermekle onların yatmamasını sağlıyor, kendisi de bu gecenin ihyası için hazırlanıyordu ve buyuruyordu ki: “Mahrum, bu gecenin bereketlerinden mahrum kalan kimsedir.”
İmam Hasan (a.s) şöyle buyurmuştur:
“Dünyada annem Fatıma’dan daha abide bir kimse yoktu. ALLAH’a ibadet etmede o kadar ayak üstü dururdu ki, ayakları şişerdi.”
İmam Sadık (a.s) da buyurmuştur ki:
“Fatıma (a.s), ALLAH katında dokuz isimle çağrılır: “Fatıma, Siddika, Mübareke, Tahire, Zekiyye, Raziye, Merziyye, Muhaddese, Zehra.”Fatıma denilmesinin sebebi, şer ve kötülüklerden masum ve mahfuz olduğu içindir. Eğer Ali (a.s) olmasaydı, Fatıma için layık bir eş bulunmazdı.”
Hz. Aişe (ra) diyor ki:
“Fatıma’dan -babası hariç- daha doğru konuşan ve daha sadakatli olan bir kimse görmedim.”
Hz. Aişe (ra) diyor ki:
“Vakar, hal-hareket, davranış ve oturup kalkma açısından Fatıma kadar Resulullah’a daha çok benzeyen bir kimse görmedim.”